İŞ ADAMLARINA TAVSİYELER | |
Mustafa PAMUKOĞLU | |
Atatürk'ün Tarım Politikası Işığında Tarımı Yeniden Canlandırmak | |
Mustafa KAYMAKÇI |
Suriyeli Sığınmacılar İçin Ne Kadar Kaynak Aktarıldı |
Perşembe, 18 Ekim 2012 09:40 |
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yılın Ocak-Eylül döneminde bütçe açığının 14,4 milyar lira, faiz dışı fazlanın ise 25,2 milyar lira olduğunu kaydederek Suriyeli sığınmacılar devlet bütçesinden harcanan para miktarını da açıkladı. Şimşek, Suriyeli mülteciler için şu ana kadar bütçeden 400 milyon lira kaynak aktardıklarını, fakat belediyelerin ve devletin genel harcamalarının muhtemelen bundan fazla olduğunu söyledi. Bakan Şimşek, ''Ocak-Eylül 2012 dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları'', ''2012 Yıl Sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini'' ve ''2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'' konularına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Şimşek, burada yaptığı konuşmada, dünya ekonomisine ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini, krizin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinin, potansiyel büyüme trendinin çok altında bir performans gösterdiğini söyledi. Şimşek, Avro Bölgesi'ndeki krizin küresel büyümeyi aşağıya doğru çektiğini, Türkiye ekonomisine yansımalarının da olumsuz olduğunu ifade etti. Bakan Şimşek, cari açığın geçen yıl Ekim ayında 79 milyar dolar seviyesine çıktığını, şu an 59 milyar dolar seviyesine indiğini belirterek, Türkiye'nin brüt enerji ithalatının 58,8 milyar dolar olduğunu, enerji ithalatı çıkarıldığında neredeyse ithalatın sıfırlandığını, net enerji ithalatı dikkate alındığında ise cari açığın 7 milyar dolar civarında hesaplandığını ifade etti. Şimşek, enflasyonun alınan tedbirlerle geçen yıla göre önemli bir düşüş yaşayacağını belirterek, her ne kadar hedeften uzak olsa da yıl sonu için yüzde 7,4'lük öngörünün geçen yıla göre önemli bir düşüşe işaret ettiğini vurguladı. Bütçe açığında bir sapma olduğunu, buna rağmen kamu borç stokunun milli gelire oranının geçen yılki yaklaşık yüzde 39 seviyesinden, bu yıl yaklaşık yüzde 36,5'e inmesini öngördüklerini anlatan Şimşek, ''Maastricht kriterindeki genel devlet açığı yüzde 3, Türkiye'de bu sene bu sapmaya rağmen açık yüzde 1,6. Türkiye'nin brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı, Maastricht kriterleri olan yüzde 60'ın 24 puan altındadır'' dedi. Bütçe açığı Şimşek, ''Ocak-Eylül 2012 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2012 Yıl sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı''na ilişkin düzenlediği basın toplantısında 2012 yılı için bütçe açığı öngörülerini 21,1 milyar liradan 33,5 milyar liraya revize ettiklerini hatırlattı. Benzer şekilde merkez yönetim bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının da yüzde 1,5'ten yüzde 2,3'e çıkmasını öngördüklerini anlatan Şimşek, bunun da 0,8 puanlık bir sapmaya karşılık geldiğini ifade etti. 2012 yılı bütçesi yıl sonu gerçekleşme tahminlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, bu yıl sonunda merkezi yönetim bütçe giderlerinin 362,7 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 329,2 milyar lira, bütçe açığının 33,5 milyar lira, faiz dışı fazlanın 15,5 milyar lira olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini kaydetti. ''Bu artışın kaynakları nedir diye sorabilirsiniz. Bir, yatırımlarda tabii ki ilave harcama söz konusu. Özellikle ulaştırma altyapısında. Mal ve hizmet alım giderlerinde başlangıç ödeneğine göre bir artış söz konusu. Bunların hepsini sebepleri var. Detaylara girmek istemiyorum. Personel giderleri, Sosyal Güvenlik Kurumu'na ödediğimiz primler... Bunları çok tartıştık zaten. Yine sermaye transferleri... Burada özellikle 1,3 milyar liralık bir artış söz konusu. Bunun tek sebebi var. Biz Van depreminde yaraların sarılması için geçen sene 2 milyar lira kaynak vermiştik. Bu sene ilaveten 1,3 milyar liralık deprem konutlarının yapımına yönelik aktardığımız bir kaynak söz konusu. Mahalli idare paylarında bir artış söz konusu. Esas itibariyle buralarda harcamalarda sapma söz konusu.'' Özellikle istihdamın son yıllarda güçlü bir şekilde artmasının büyümeyi desteklediğini kaydeden Şimşek, sözlerini şeyle sürdürdü: ''Bankacılık sektöründe sermaye yeterlilik oranlarının hala kanuni yeterlilik oranlarının neredeyse iki katından fazla olmasından dolayı aslında bilanço genişlemesine imkan var. Enflasyondaki düşüş trendi ile birlikte para politikasından gelecek ilave destekle iç talebin bir miktar canlanması ihtimalini bu anlamda yüksek görüyoruz. Ben Merkez Bankamızın ne yapacağını öngörme işinde değilim. Ben sadece diyorum ki enflasyondaki düşüşle birlikte böyle bir yapı ortaya çıkabilir. Dolayısıyla büyük resme baktığımız zaman, bir sağlıklı bir bankacılık sektörü var. İki, bu ekonomi istihdam yaratabilen bir ekonomidir. Son yıllarda muazzam istihdam oluşturmuştur. Üçüncü olarak özellikle kentsel dönüşüm bence önemli bir konu. Çünkü gerek 2B olsun, gerekse kentsel dönüşüme başlayacak olmamız. Yine bazı sektörlere nispeten canlılık getirebilir.'' |